Kalem suresi okunuşu

Kur’lahza-ı Kerim’in altmış sekizinci suresi olan Kalem suresi, Mekke döneminin başlarında inmiştir. İniş sırasına göre 2. suredir ve 52 ayetten oluşur. Adını, ilk ayetinde geçen “elKalem” kelimesinden almıştır. Nun suresi olarak da anılır. Birçok İslami kaynakta, Nun ve Kalem suresi duası faziletleri, anlamı, sırları ve meali ile ilgili manâlı bilgiler bulunur.

Günümüzde genel olarak sınavdan önce okunacak başarı duası olarak bilinir. Bu yüzden Kalem suresi okunuşu anlamak önemlidir. Kalem suresi okunuşu gün içerisinde ve sınavdan önce galibiyet için yapılmalıdır. Bu surenin fazileti, faydaları ve yararları olduğuna inanılır. Ezberlemek ve kulak vermek isteyenler için Kalem suresi anlamı (meali), Arapça yazılışı, Türkçe okunuşu, fazileti, hikmeti ve dinle seçeneği hakkında bilgiler içeriğimizin devamında yer alıyor.

KALEM SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU

Bismillahirrahmanirrahim

KALEM SURESİ YAZILIŞI

KALEM SURESİ DİNLE

KALEM SURESİ TÜRKÇE ANLAMI (DİYANET MEALİ)

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla

KALEM SURESİ NUZÜL

Mushaftaki sıralamada altmış sekizinci, iniş sırasına tarafından ikinci sûredir. Alak sûresinden sonradan, Müzzemmil sûresinden önce Mekke ’de inmiştir. 17. âyetten 50. âyete dek olan kısmının Medine ’de indiği yönünde bir söylenti bulunmakla beraber (bk. Şevkânî, V, 307) âyetlerin üslûp ve içeriğinden bunların da Mekke ’de indiği anlaşılmaktadır.

KALEM SURESİ KONUSU

Muhammed aleyhisselâmın Allah tarafından gönderilmiş gerçek bir elçi olduğu, yüksek şahsiyeti ve Mekkeli müşriklerin onun getirdiği mesaj konusunda yaymaya çalıştıkları tereddütler, müşriklerdeki kişilik bozuklukları, nimete aleyhinde nankörlüğün sonucunu açıklamak amacıyla anlatılan “bahçe sahipleri kıssası”, âhiretin sıkıntılı ve dehşetli halleri, Allah ’ın müminler için hazırlamış olduğu ödüller ve kâfirlere vereceği cezalar, sûrenin esas konularıdır. Keza Hz. Peygamber ’e metânetli olması, Yûnus peygamberin yaptığı gibi sabırsızlık göstermemesi öğüt edilmektedir.

KALEM SURESİ FAZİLETİ

Kalem sûresini üç bölümde ele almak mümkündür. Birinci bölümde (âyet 1-7) ilk olarak kaleme ve yazıya yemin edilir. Sûrenin başındaki nûn hurûf-ı mukattaadan biridir. Bu harfin “hokka, mürekkep, balık” gibi anlamlara geldiği ve rahmân isminin son harfi, dolayısıyla bir ismin rumuzu olduğu ifade edilmekle birlikte (Fahreddin er-Râzî, XXX, 77) sûre başlarındaki diğer harfler gibi o da müteşâbihtir. öte yandan kaleme ve yazıya ant edilmesi Kur ’an ’ın okuma yazmaya verdiği öneme göze çarpan eder. Bu bölümde inkârcılar tarafından Hz. Peygamber ’e yöneltilen iftiralara cevap verilerek onu aşağılamak ve gözden devirmek isteyenlerin iddiasının aksine Resûlullah ’ın mecnun olmadığı ve yüksek bir ahlâka sahip bulunduğu vurgulanır; kimin çarpılmış, akıldan yoksun kalmış olduğunu yakında herkesin göreceği belirtilir.

Sûrenin ikinci bölümünde (âyet 8-47) başkalarını çekiştirme, halk aralarında laf götürüp getirme, iyiliğin amansız düşmanı olma, saldırganlık ve kabalık gibi ahlâkî zaaflara uyarı çekilir (âyet 8-16). Bu âyetlerin, Hz. Peygamber ’e düşmanlığı ile bilinen Velîd b. Mugīre ve Ahnes b. Şerîk gibi Kureyş kabilesinin ileri gelenleri hakkında nâzil olduğu nakledilmektedir (Süyûtî, s. 204). İnsanların iftihar ve şahsiyetini amaç alan, dolayısıyla ferdî ve içtimaî ahlâkı zedeleyen bu davranışların zikredilmesiyle bir taraftan adı geçen kişilerin karakterleri yerilirken üstelik müminlerin bu niteliklerden uzak durmaları konusunda uyarıldıkları anlaşılmaktadır. Bu bölümde ayrıca, kendilerine bahşedilen nimetlere aleyhinde nankörlükleri yüzünden bu nimetlerden mahrum bırakılan kişilerle ilgili bir kıssaya yer verilerek (âyet 17-32) nimetle şımarmanın, iyiliğe engel olmanın ve başkalarının haklarına tecavüz etmenin sonucu anlatılır, mülk ve evlâdın doğrusu bir sınav vesilesi olduğu vurgulanır. Bu âyetlerde insanların yalnızca yoklukla değil nimetle sınanmalarının da ilâhî bir kanun olduğuna muhabere edilmektedir. sonra inkârcılara ardışık yöneltilen çarpıcı sorularla (âyet 35-47) onların menfaat iddiaları reddedilir ve inançlarının hiçbir temelinin olmadığı belirtilir. Âhirette kendilerini bekleyen dehşet son hatırlatılarak kıyamet sahnelerinden biri etkileyici bir üslûpla tarif edilir.

Üçüncü bölümde (âyet 48-52) nüzûl sırasına tarafından birincil kere bir peygamber kıssasına yer verilerek Hz. Yûnus ’un yaşadığı deneyim aktarılır. Resûlullah ’ın mâruz kaldığı sıkıntılara aleyhinde sabretmesi istenir; bu şekilde keza kendisi ayrıca de ona inananlar teselli edilir. Burada, kâfirlerin Kur ’lahza ’ı işittikleri vakit Hz. Peygamber ’i az kalsın gözleriyle devireceklerini ifade eden 51. âyetin Kureyş ’cilt bir grubun Resûlullah ’a bakıp, “Ne onun gibisini ne de getirdiği delillerin benzerini gördük” çağrıda bulunmak suretiyle ona nazar değdirmek istemeleri üzerine nâzil olduğu nakledilmektedir (Vâhidî, s. 249). Nitekim Hasan-ı Basrî nazara karşı bu âyetin okunmasını tavsiye etmiştir (Zemahşerî, IV, 148; Fahreddin er-Râzî, XXX, 100). Sûre Kur ’an ’ın millet için bir uyarı olduğunu ifade eden âyetle sona erer.

Bir Takım tefsirlerde Hz. Peygamber ’den nakledilen, “Kalem sûresini okuyan kişiye Allah ahlâkını güzelleştirdiği kimselerin sevabını verir” (meselâ bk. Zemahşerî, IV, 148) meâlindeki hadisin sahih olmadığı belirtilmektedir (Muhammed et-Trablusî, I, 1022).

KALEM SURESİ TEFSİRİ (KUR ’LAHZA YOLU)

Sûrenin başında bulunan “nûn” harfi, “hurûf-ı mukattaa”dan olup bu cins harflerin ilk inenidir. Bakara sûresinin ilk âyetinde bunlar hakkında geniş bilgi verilmiştir.

Mekke müşrikleri şair, kâhin ve sihirbazların cinlerden data ve ilham aldıklarına inanırlardı. Hz. Peygamber ’in de onlar gibi cinlerin etkisi altına girdiğine ve söylediklerinin ona cinler göre tavsiye edildiğine inandıkları için ona şair, kâhin, efsuncu ve mecnun diyorlardı (krş. Hicr 15/6; Tûr 52/29-30; Müddessir 74/24 ve bu sûrenin 51. âyeti). Bu sebeple Allah Teâlâ kaleme ve kalem ehlinin yazdığı satırlara yemin ederek onun, iddia edildiği gibi mecnun olmadığını, aksine Allah ’ın lutfuna yani peygamberlik gibi bir şerefe erdiğini ifade buyurdu (Şevkânî, V, 308).

Elmalılı buradaki bir kasıt inceliğine dikkat çekerken özetle şunları söyler: “(Yazanların) yazdıklarına” diye çevrilen cümledeki fiilin kalıbı, yazanların, gerçekten kalemler değil, fikir ve kavrama sahibi varlıklar olduğunu gösterir. İfadenin akışı dikkate alındığında burada kalemden maksadın da bu nesnenin kendisi yok onun yazdıkları olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde kalem ve yazılardan, akıl ve anlamlar âlemini, bunlardan da onları beşer aklına yazan birincil kalemi, bundan da onun sahibi olan rabbü ’l-âlemîni iyi anlamak gerekir. öte taraftan bu fiilin, “yazmakta oldukları ve yazacakları” anlamlarını birlikte anlattığı da gözden kaçırılmamalıdır (VIII, 5266-5267). “Kalemden gaye vahyi yazar kalem, yazdıklarından amaç Kur ’an ’dır” diyenler de olmuştur; fakat âyeti genel anlamda değerlendirmek daha doğru olur. Burada kalem ile simgelenen yazının, insanın düşünce, tecrübe ve kavrayışlarının arşiv yoluyla bireyden bireye, kuşaktan kuşağa ve bir kültür çevresinden diğerine aktarılmasında önemli bir etmen; bilginin yazılıp korunmasında, ilim ve irfanın gelişmesinde, dolayısıyla toplumların aydınlanmasında vazgeçilmez bir vasıta olduğuna dikkat çekici vardır. Kur ’lahza-ı Kerîm ’in ilk inen sûresine (Alak) “oku!” buyruğuyla başlandığı gibi ikinci inen bu sûrenin ilk âyetinde de Allah Teâlâ kadar yazı aracı olan kaleme ve kalem ehlinin onunla yazdıkları üzerine yemin edilmiş olup bu şart, İslâm ’ın okuma yazmaya, bilime ve yazılı kültüre verdiği önemi göstermesi açısından epeyce anlamlıdır. Bilhassa Hicaz Bölgesi Araplarının birincil kere Kur ’lahza ile birlikte yazılmış kültüre geçmelerinde –diğer âmiller yanına– bu gibi âyetlerin özendirme edici bir role sahip olduğu söylenebilir.

Hz. Peygamber ’e verilen “bitip tükenmeyen ödül”, dünyada peygamberlik görevini yerine getirirken her türlü engellere karşı yanında bulduğu Allah ’ın yardımı, âhirette ise Allah ’ın ona lutfedeceği müstesna mükâfatlardır (İbn Âşûr, XXIX, 62-63). 4. âyetteki “üstün ahlâk” ise Hz. Peygamber ’in sahip olduğu Kur ’lahza ahlâkıdır. Nitekim Hz. Âişe bir soru münasebetiyle Hz. Peygamber ’in ahlâkının Kur ’lahza ahlâkı olduğunu belirtmiş (Müslim, “Müsâfirîn”, 139); kendisi de güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildiğini ifade buyurmuşlardır (Muvatta ’, “Hüsnü ’l-huluk”, 8). Bu talimatlar, Hz. Peygamber ’in, müşriklerin iddia ettiği gibi mecnun değil, tersine Allah ’ın lutfuna mazhar olmuş yüksek bir şahsiyete ve üstün bir ahlâka sahip, her yönüyle , insanlık için örnek bir önder ve güvenilir bir rehber olduğunu gösterir. 5-6. âyetler ise Hz. Peygamber ’e mecnun diyenlere karşısında bir yanıt ve uyarı içermektedir. Burada inkârcıların, yargı ettikleri cezaya çarptırıldıkları vakit Hz. Peygamber ’i mi yahut kendilerini mi cin çarpmış olduğunu görecekleri sert bir üslûpla açıklama edilmiştir. Nitekim Bedir Savaşı ’nda müslümanlardan beklemedikleri darbeyi yiyince cin çarpmışa dönmüşler ve neye uğradıklarını bilememişlerdir. 7. âyet, önceki âyetlerin gerekçesini anlatmaktadır; buna kadar inkârcılar ayrıca dünyada hem de âhirette kendilerine üstünlük sağlayacak ve mutlu kılacak olan Allah ’ın dininden ve O ’nun yolundan saptıkları için ana mecnun kendileridir.

KALEM SURESİ NE VAKIT İNMİŞTİR?

KALEM SURESİ KAÇ AYET?

KALEM SURESİ KAÇINCI SAYFA VE CÜZDE YER ALIYOR?

KALEM (NUN) SURESİ KONUSU NEYİ ANLATIYOR?

Kalem Suresi Allah-u Teâlâ ’nın kalem ve yazdıklarına yemin etmesiyle başlamaktadır. İkinci ayette ise, İslam düşmanlarının mecnun ve çılgın diyerek peygamberle alay etmeleri aleyhinde, Allah Resul-ünün (s.a.a) Allah göre övülmesiyle mecnun olmadığına dikkat çekici edilmektedir. Bu surenin diğer bir ayetinde ise “imhal” konusuna, yani kâfir ve sitemkârlara “onların daha artı zararı ile sonuçlanan mühlet verme” konusundan söz edilmekte ve sonradan günah, fesat ve Allah ’tan gaflet etmelerinden nedeniyle Ashabe ’l Cennet ’in (buradaki manası bahçe sahipleri) başına gelen belayı ve hikâyesini nakletmektedir. Kalem Suresi’nin sonunda da nazar ayeti olarak meşhur olan ve göz değmesini def eden “ve in yekad” ayetine değinilmektedir.

KALEM SURESİNE NEDEN BU İSİM VERİLMİŞTİR?

KALEM SURESİ NE ZAMAN OKUNMALI?

Kalem suresi, zaman ve mekân ayırt etmeksizin okunacak sureler arasındadır. Kalem suresi, sınavdan önce okunacak başarı duası olarak da bilinmektedir. Bu yüzden, sınavlardan önce hafıza açıklığı ve başarı için Kalem suresi okunabilir. Kötülük ve şerden korunmak için de Kalem suresine başvurulur.

Kem göz ve nazardan korunmak isteyenler de Kalem suresini gün içerisinde okuyabilir.

KALEM SURESİ NE İÇİN OKUNUR, NEYE İYİ GELİR?

Kalem suresinin ne amaçlı okunabileceklerine dair bir takım dini kaynaklarda belirtilenler şunlardır:

Zalimin zulmüne karşılık ve kötülükleri alıkoymak için Kalem suresi okunabilir.

Şerden korunmak için 10 kez Kalem suresi okunabilir.

Başarılı bir imtihan sonucu için hafıza açıklığı üstüne Kalem suresinin ilk 5 ayeti okunmalıdır.

Kalem suresi sınava girecek öğrencinin kalemine 1-3 ya da 7 kere okunduğu zaman Allah’ın izni galibiyet sağlanabilir.

Yara ve çıbanlara aleyhinde toplamda 7 kere okunabilir. Kalem suresinin 16-19. ayetleri 1 kere okunmalı, 20. ayeti de 7 defa tekrarlanmalıdır.

KALEM SURESİ 51 VE 52. AYET NE İÇİN OKUNUR?

Kalem Suresi, 51 ve 52. ayet-i kerimeler, Nazar ayeti olarak meşhurdur. Birçok insan, bu ayet-i kerimenin yazılı olduğu tabloları satın alarak ev ve işyerlerine asmaktadır. Zira bu ayet-i kerimenin nazarı defedeceğine inanılmaktadır. Buna karşılık Üstat Şehit Mutahhari, nazarı kabul etmekle birlikte bu ayet-i kerimenin konut ve işyerlerine asılmasının, nazarla bir ilgisi olmadığı görüşünü savunmaktadır.

KALEM SURESİ 4. AYET NEYİ ANLATIR?

Ve şüphe değil fakat sen, böylece büyük bir ahlâka sâhipsin kuşkusuz. (Kalem Suresi / 4)

Bu ayet-i kerimenin tefsirinde şöyle bir açıklamada bulunulmuştur: Bu ayet-i kerime yine de Peygamber Efendimizin (s.a.a) güzel ahlakına değiniyor olsa da daha fazla onun toplumsal ahlakının güzelliğine sinyâl etmektedir. Örnek verecek olursak sırasıyla bazılarını şöyle sayabiliriz: İnsanlarla olan ilişkilerde güzel ahlak, adalet yolunda sağlam durmak, insanlardan gelecek olan eziyetlere ve tehlikelere karşı sabırlı olarak bağışlama ve bağışta bulunmak, eli açık sözlülük, müdara etmek, alçakgönüllü ve diğer çoğu misal. Allame Tabatabai, el-Mizan Tefsirinde 6. cildin sonlarında Peygamber Efendimizin (s.a.a) ahlaki, ruhi ve cismi özellikleri hakkında 183 rivayet naklederek, açıklamaya çalışmıştır. Cenabet dışarıda hiçbir şey Peygamber Efendimizin (s.a.a) Kuran okumasına mani olmuyordu.

KALEM (NUN) SURESİ NASIL KOLAY EZBERLENİR?

Kur ’an-ı Kerim ’de bulunan bütün surelerin kolay ezberlenmesi için bol bol yeniden yapılması gereklidir. Nun ve Kalem suresi ezberlemek isteyen bir birey, her ayeti en düşük üç defa okumalı ve sesli bir şekilde bitmiş yapması yeterlidir.

KALEM SURESİ ABDESTSİZ OKUNUR MU?

Vakıa suresi, 79. ayette “Arınmış olanlardan başka biri ona el süremez.” şeklinde emredilir. böylece, cünüp olan veya abdestsiz birisinin Kur ’an-ı Kerim ’e el süremeyeceği gibi herhangi bir ayeti de okuyamaz.

Kısaca, abdesti olmayan birisi, Kur ’an-ı Kerim ’e el dokundurmadan ezberinden bildiği ayet ve sureleri okuyabilir. Bu caizdir; ama abdestsiz olan birisi Kur ’an ’a dokunarak Nun ve Kalem suresini okuyamaz. Ayet el-Kürsi, Fatiha ve İhlas gibi ayet ve sureleri okumak isteyen kimse, bunları dua niyetiyle okursa caizdir. (Elmalılı Hamdi YAZAN, Tefsir, Vakıa 79. ayet in izahı; Celal Yıldırım, İslam fıkhı, IV/157)

Hem, başörtüsü olmadan da Kalem suresi okunabilir; fakat Kur’an’a saygıdan dolayı başörtülü edinmek daha iyidir.

KALEM SURESİ ADETLİYKEN OKUNUR MU?

EZBERLEMENİZ İÇİN DİĞER SURELER VE DUALAR

SMM Panel PDF Kitap indir